Yaşam

Stres kıyamet harcamasına yol açıyor

Türkçe’ye kıyamet harcaması ya da mahrumiyet harcaması olarak çevrilen “Doom spending”, kişilerin olumsuz ruh hallerinden kaçınmak ya da bu durumların etkisini azaltmak için gereksiz alışveriş yapmaları anlamına geliyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, iş, aile ve sosyal çevre kaynaklı streslerin bireyleri bir kaçış aracı olarak alışverişe yönlendirebileceğini söyledi. Harcama yapmadan önce duygusal durumun değerlendirilmesinin bireyin alışverişin altında yatan nedenleri anlamasına yardımcı olacağını belirten Ensari, duygusal farkındalığın, gereksiz harcamaların azaltılmasını sağlayabileceğini kaydetti.

 

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, Türkçe’ye kıyamet harcaması ya da mahrumiyet harcaması olarak çevrilen “Doom spending” kavramına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Doom spending yani kıyamet harcaması nedir?

“Doom spending” kavramının “Ekonomik belirsizlik veya kişisel stres gibi olumsuz durumlar karşısında, bireylerin kontrolsüz veya gereksiz harcama yapma eğilimlerini tanımladığını belirten Ensari, “İngilizce ‘doom’ kelimesi, ‘kıyamet’ ya da ‘son’ anlamına gelirken, ‘spending’ kelimesi ‘harcama’ demektir. Dolayısıyla ‘Doom spending’, ‘Kıyamet harcaması’ ya da metaforik anlamda ‘Mahrumiyet harcaması’ olarak Türkçe’ye çevrilebilir. Kişilerin olumsuz ruh hallerinden kaçınmak ya da bu durumların etkisini azaltmak için gereksiz alışveriş yapmaları anlamına gelir. Kişilerin bilinçli veya bilinçsiz olarak pek düzenli olmayan duygusal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla alışveriş aktivitelerine yönelmelerini temsil eder” diye konuştu.

Geçici olarak iyi hissetmek için yapılıyor

Doom spending’in nedenlerine değinen Ensari, “Global ekonomik kriz ile birlikte bireyler, belirsizliğin tetiklediği gelecek kaygısı yaşar. Bugün için gereksiz alışveriş yaparak kendilerini geçici olarak iyi hissetmeye çalışırken; öte yandan gelecekte karşılaşabilecekleri olumsuzluklara karşı kendilerini güvence altına almak amacıyla harcamalarını artırabilirler” dedi.

Stresten kaçmanın bir yolu olarak görülebilir

Kıyamet harcamasının nedenlerinden birinin de stres ve endişe olduğunu kaydeden Ensari, “İş, aile ve sosyal çevre kaynaklı stresler, bireyleri bir kaçış aracı olarak alışverişe yönlendirebilir. Bu da yine geçici bir rahatlama sağlar. Duygusal boşluk hissi veya stresle başa çıkma mekanizması olarak, birçok insan alışverişe yönelir. Bu durum, bireylerin kendilerini geçici olarak daha iyi hissetmelerine neden olur ve harcama davranışını pekiştirir. Duygusal yeme gibi, bu tür harcamalar da bireylerin stresle baş etme yöntemlerinden biri haline gelebilir” diye konuştu.

Çevrimiçi alışveriş ve sosyal medya etkili oluyor

“Çevrimiçi alışverişin kolayca erişilebilir olması, anlık indirimler ve reklamlardan etkilenme, bu sendromun yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir” uyarısında bulunan Ensari, “Sosyal medyanın etkisiyle kişiler, diğer insanlarla kendi hayatlarını kıyaslayarak duygusal bir tatminsizlik ya da yetersizlik hissedebilirler. Bu hisleri gidermek için alışverişe yönelebilirler” dedi.

Pişmanlık ve derin stres duyguları oluşabilir

Gereksiz harcamaların zamanla birikerek kişisel bütçeleri zorlayabileceğini ve borçların artmasına yol açabileceğini ifade eden Ensari, “Kısa vadede rahatlama sağlasa da uzun vadede sorunun farkına varılmasıyla birlikte pişmanlık ve daha derin stres duyguları oluşabilir. Zamanla artan stres tekrar alışveriş yapma isteğini tetikleyerek kısır döngü yaratır. Bu durum, uzun vadede finansal krizlerle sonuçlanabilir” uyarısında bulundu.

Uzun vadede ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir

 Sürekli kaygı ve stresle başa çıkmak için yapılan harcamaların, geçici bir rahatlama sağlasa da uzun vadede ruhsal sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten Ensari, “Bu tür harcamalar, bireylerde anksiyete ve depresyon riskini artırır, bu da ruhsal durumun daha da kötüleşmesine neden olabilir” dedi.

Pek çok olumsuz sonuçlara yol açabilir

Aşırı harcamanın, aile içindeki ilişkileri olumsuz etkileyebileceğini de belirten Ensari, “Finansal sorunlar, çiftler arasında anlaşmazlıklara ve gerginliğe yol açabilir. Ekonomik baskılar, artan iletişim sorunlarına ve ilişkilerin zedelenmesine sebep olabilir. Harcamalar yoluyla elde edilen tatmin, kısa sürelidir ve zamanla bireyde kendine güvensizlik hissine yol açabilir. Bu durum, kişisel tatmin duygusunu azaltır ve bireylerin kendilerini değerli hissetmelerini engelleyebilir” uyarısında bulundu.

Kıyamet harcaması nasıl yönetilebilir?

Kıyamet harcaması ile başa çıkma ve bunun yönetilmesiyle ilgili tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Hülya Ensari, önerilerini şöyle sıraladı: 

Bütçe oluşturmak: Harcamaların duygusal içgüdülerle değil, ihtiyaç ve bütçe bazında yapıldığını fark etmek önemlidir. Gelire uygun bireysel bütçe oluşturmak ve bu bütçeye sadık kalmak, gereksiz harcamaların önüne geçebilir.  Harcama yapmadan önce, ‘Bu alışverişe gerçekten ihtiyacım var mı?’ sorusunu sormak, bireylerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olur. 

Alışveriş listesi yapmak: Alışverişe çıkmadan önce yapılacak bir liste oluşturmak, gereksiz harcamalardan kaçınmayı sağlar. Listeye sadık kalmak, impulsif alışverişin önüne geçer. Bireyler, ihtiyaç duydukları ürünleri önceden belirleyerek, harcamalarını daha iyi kontrol edebilirler.

Duygusal farkındalık: Harcama yapmadan önce duygusal durumun değerlendirilmesi, bireylerin alışverişin altında yatan nedenleri anlamalarına yardımcı olur. Duygusal farkındalık, gereksiz harcamaların azaltılmasını sağlayabilir. İnsanlar, stresli veya kaygılı hissettiklerinde alışveriş yapma eğiliminde olabilirler; bu nedenle bu duyguları tanımak önemlidir.

Hobi edinmek: Meditasyon, spor veya hobi edinme gibi sağlıklı stres yönetimi teknikleri, bireylerin kaygı seviyelerini düşürmelerine yardımcı olur. Bu tür aktiviteler, duygusal boşluğu doldurmak için daha olumlu yollar sunar. Düzenli egzersiz, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.

Sosyal destek, bu tür zorlukların üstesinden gelmek için önemli bir araçtır.

Etkili zaman yönetimi: Zamanı etkili bir şekilde yönetmek, bireylerin günlük yaşamlarındaki baskıyı azaltabilir. Planlama yapmak, yapılacak işlerin belirginleşmesine yardımcı olur ve stres seviyesini düşürür. Bu durum, alışverişe gitme ihtiyacını azaltabilir.

Kendi ihtiyaçlarını tanıma: Bireylerin gerçekten neye ihtiyaç duyduklarını anlamaları, harcama alışkanlıklarını olumlu yönde etkileyebilir. Kendi ihtiyaçlarını belirlemek, gereksiz harcamaları azaltarak finansal sağlığı iyileştirir. Bu farkındalık, bireylerin harcama davranışlarını daha bilinçli hale getirir.

Zorlayıcı dönemlerde, duygusal destek almak önemlidir. Aile ve arkadaşlarla bu konuda konuşmak, duygusal yükü hafifletebilir. Ruhsal durumumuzun farkında olup; gerektiğinde ruh sağlığı uzmanından destek almak çok önemlidir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu